KOKU VE TAT , NATUREL SIZMA ZEYTİNYAĞINDA KALİTE

Natürel Sızma zeytinyağı  olarak bir zeytinyağı tanımlayabilmek için kimyasal ve duyusal analizlerle tesbit edilir. Zeytinyağının özellikle de Naturel Sızma Zeytinyağının sadece kimyasal özellikleri değil aynı zamanda “duyusal özellikleri”nin de uygun olması gerekir.

Kimyasal  ve duyusal analizler hakkında  bilgi   sitemizde  genel anlamda  paylaşmıştık.  İşin en önemli parçası duyusal analiz  kısmını  biraz daha   açmak  istiyoruz.   Zeytinyağı seçiminde renk bir  kriter değildir. Göz yanıltıcıdır. Burun ve ağız  yani  Koku ve tat  sizi  yanıltmaz.

Koku ve tat ile ilgili biraz genel tanımlama yapmak  ne kadar inanılmaz ve  detaylı olduğunu  kısaca tanımlamak  önemli olacaktır bir  ürün seçerken neden güvenmeniz gerektiğini ve sizi aldatmayacağını…

Hepimizin hafızasına kazınmış çok belirgin kokular ve tatlar vardır. Bu belirgin kokular ve tatlar genellikle mutlu, hüzünlü, heyecanlı bir olay, hatta tek bir an ile birlikte hafızamıza kazınıyor.

 Örneğin pek çoğumuzun aklında çocukluğumuza dair güzel kokular ve tatlar  yer etmiştir. Kimimiz, çocukluğumuzun tatil günlerinde annemizin sabah erkenden kalkıp hazırladığı kahvaltının baskın kokusu kızarmış ekmek kokusunu hatırlarız.  Bayram temizliği  yada      temiz çamaşırlarımız içindeki bir kalıp  sabun kokusu,  temizliği,  aile  güvenini çağrıştırır.  Anneannenizin sıcak sıcak  yeni pişmiş  zeytinyağlı dolmasının  harcını kaşıkladığınız tat ve  mutfaktaki o  koku….

Koku sinir hücreleri, diğer sinir hücrelerinde olmayan çok farklı bir özelliğe sahiptirler. Koku sinir hücrelerini eşsiz yapan bu özellik, kendilerini sürekli yeniliyor olmasıdır. Diğer duyu organlarındaki sinir hücreleri öldüğü veya hasar gördüğünde kendilerini yenileyemezler. Koku sinir hücrelerinin bu kendini yenileme özelliği, ölene kadar koku almamızı sağlar. Örneğin bir odaya veya bilinmeyen bir yere girdiğimizde pek farkına varmasak ta bize ortam hakkında olumlu veya olumsuz ilk izlenimi veren gözden ve kulaktan önce koku duyusudur.

Tat alabilmemiz için   koku alabiliyor olabilmemiz lazım.   Burnumuz kapalı iken tat alamayız.

Tat; İnsan dili, tatlı, ekşi, tuzlu, acı ve umami( baştan çıkarıcı tat ) temel tatlarını tespit eden ve tatla ilgili bilgiyi tat sinirlerine ileten alıcılara (reseptör) sahiptir. Reseptörler, tat maddelerini algılar. İnsandan insana değişir reseptörlerın sayısı.

Duyusal Değerlendirme,

Natürel Sızma zeytinyağında tat, koku ve  vitaminler  korunmuş, üstün kalitede ki zeytinyağıdır. Zeytinyağlarının natürel sızma zeytinyağı sınıfına girebilmesi için duyusal açıdan kusursuz olması gerekmektedir.  Duyusal değerlendirme yani Organoleptic özelliklerinin belirlenmesi ki bu da aynı anda hem koku hem tat değerlendirmesi demektir.

Natürel zeytinyağlarının duyusal olarak temel pozitif özellikleri meyvemsilik, acılık ve yakıcılık iken temel negatif özellikleri (kusurları) kızışma-çamurlu tortu,posa, küflü-nemli, sirkemsi-şarabımsı, ıslak odun ve eski-bayat (ransid) tadıdır.

Olumlu özellikler;

Meyvemsilik ;  erken yada olgun  hasat sağlıklı taze meyvelerden elde edilen natürel zeytinyağının en temel pozitif özelliğidir .  Yeni açtığınız Zeytinyağını   kokladığınız da, taze çimen, yaprak , domates, roka, tere , çağlabadem ,enginar gibi  kokuların bir kısmını alabilirsiniz.   Yoğunluklu olarak  taze çimen,  yeşil yada olgun domates, taze çimen kokusu  alınır.  Badem, enginar, yeşil erik, çağla badem ,kuşkonmaz kokuları  gibi daha aromatik kokular    zeytin  çeşitliliği,   bulunduğu coğrafya, genetik yapısı,   mevsimin nasıl geçtiği, ağacın beslenme durumu, toplanma zamanı hepsi etkendir. Ama Zeytin ağacının etrafında lavanta ya da  yabani kekik   var diye  lavanta kokusu  zeytinyağına geçmez.

ACILIK ve YAKICILIK; Natürel Sızma  Zeytinyağın da ki sağlık için faydalı özelliği genel tanımıyla  “polifenol” olarak tanımlayabiliriz. Taze ve kaliteli zeytinden natürel sızma zeytinyağına geçen  insan sağlığı  için değerli olan  polifenollerin göstergesi de bu acılık ve yakıcılıktır.

Acılık;  Erkan hasat  yani  yeşile dönük alaca diye tanımladığımız  biraz yeşil-mora dönük  ya da yeşil zeytinlerden  soğuk sıkım yöntemiyle elde edilen zeytinyağlarının karakteristik tadından sorumlu olan Oleuropein, zeytin meyvesininde olgunlaşmanın ilerlemesi ile zamanla miktarı azalan ve meyveye acılık veren bir maddedir .

Oleuropeinin antioksidan, antimikrobiyal, antienflamatuar, antiaterojenik, antiviral ,antikanser aktiviteler dahil olmak üzere çok sayıda farmakolojik özelliğe sahip olduğu birçok araştırıcı tarafından ortaya konmuştur.

Oleuropein sayısız virüse, bakteri ve mantara karşı etkin mikrop kırıcı bir madde içerir. Virüsleri yok etmeğe iki şekilde yardımcı olur. Birincisi virüsün çoğalma yeteneğine müdahale ederek virüsün yayılmasını önler. İkincisi ise bağışıklık sistemini daha fazla hastalıkla savaşan hücre üretmesi için destekler.

ilk  Dilin arka yan kısımlarında algılanır. Bu ağızda hoş gelen bir acılıktır. Karabiber acılığı gibi tanımlayabiliriz.  Bazıları  acıbadem acılığı gibide  diyebiliyor.

Yakıcılık;  Zeytinyağını tattığınızda boğazınızın arkasında  bir yakıcılık hissediyorsanız Fenolik bileşiklerden Oleocanthal’ın  varlığının   etkisi olarak tanımlanabilir. Bu yakıcılık  belli bir süre sonra geçer.

Zeytinyağınızdaki bu hisse neden olan molekül ibuprofen molekülüne benzer işleve sahiptir. (1)

Ağızdan başlayıp bağırsaktan atılana kadar içteki yaraları iyileştiren bir etkisi vardır. İster soğuk olsun, ister sıcak olsun zeytinyağı mideyi çepeçevre koruyucu bir tabakayla sararak mide asitini azaltır.

 Oleocanthal, Alzheimer hastalığının negatif etkilerine karşı neronları koruduğu ,  Amiloid Beta  proteinlerinin birikimlerinden kaynaklanan zararları önemli ölçüde azalttığı ve gelecekte potensiyel tedavi olabileceği bazı araştırmalar sonucu  düşünülmektedir.

(1)Richard Blatchly, Zeynep Delen Nircan, Patricia O’hara  Zeytinlikten sofraya  Zeytinyağının hikayesi

Olumsuz özellikler;

Kızışma – posa-tortu, küflü –nemli, sirkemsi, ıslak odun ve yağlı boya kokusu gibi negatif kusurlar  toplanan zeytinlerin kalitesi, zarar görmüş zeytinlerin de katılması ,  zeytin ağaçtayken don vurması,  Zeytinlerin  toplanma ve sıkılmadan evvel  çuvallarda uzun süre  nemli ortamlarda bekletilmesi , yağa dönüşürken ki sıkım aşamalarındaki  hatalar, depolanma  yada işlenme sırasında  ısıya ve ışığa maruz  bırakılması , oksijenle  teması gibi nedenlerle   oluşur.

Kızışma ;

Toplanan zeytinlerin çuvallarda bekletilmesi sonucu  yığın iç sıcaklığı artar  ve  fermentasyon baslamış zeytinlerden elde edilen yağın karakteristik lezzetidir.

Posa  kusuru;

Bu  kusur  çoğu  zaman  zeytinyağı  elde  edildikten  sonra  uzun  süre  filtrelenmeden  posası  ile  birlikte depolandığında ortaya çıkar.  Zeytinyağı dinlendikçe yağ içinde az miktarda da olsa zeytin parçacıkları- posası dibe çöker ve fermantasyon başlar ve ağır koku zeytinyağına geçer.

Küf kusuru;

Zeytinlerin hava almayan   çuvallar da nemli ortamlarda bekletilmesi sonucu oluşan  küf tabakası ve maya ile birlikte sıkılması sonucu  oluşur. Hava alan kasalarda toplanıp beklemeden sıkılması gerekir. Salça küfü  kokusu,  eski saksı kokusu gibi    hatırlayabiliriz.

Sirkemsi kusuru;

Zeytin  işleme  makinalarının  iyi  temizlenmemesi  sonucu  çeşitli  noktalarda  kalan  hamur parçalarının  fermente  olması  sonucu  kimi  zaman  şarap,  kimi  zaman  sirke  tat  ve  kokusunu anımsatan kusur

Islak odun kusuru;

Çok ham toplanan zeytinlerde yada don vurmuş zeytinler den  yapılan zeytinyağından alınan   bir tattır. Sanki   biten dondurma çubuğunun  tadı gibidir.

Bayat-Eski-Rancid kusuru;

Oksidasyona maruz kalan  yağların genel tadıdır.   Depolama şartları  nedeniyle, uzun süreli gün ışığı yada   mağaza  spot  ışığına  maruz kalan  şeffaf cam şişedeki  yağlarda , havayla temas etmiş yağlarda  yağlıboya kokusu, eski nesil pastel boya kokusu  gibi tat alırsınız.  Işık ve hava en büyük düşmanıdır.

Kurtlu kusuru;

Zeytin sineğinden zarar görmüş  zeytinlerden  sıkılmış  yağlarda  hissedilen bir kusur.

Salamura kusuru;

Salamura’da bekletilmiş  zeytinlerin sıkılmış yağlardaki kusur

Aldıgınız yağları açtıktan sonra   minimum sürede  tüketerek hava ile temasını azaltarak ve  ışıktan korumalısınız  yoksa kaliteli bir yağı sizde bozabilirsiniz.

Yorum Yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir